Malum Datça, Ege ve Akdeniz’in kucaklaştığı son noktadır. Eski zamanlarda, gemilerde cüzzam gibi tehlikelerin olduğu dönemlerde, hasta olanlar, diğerlerini etkilemesin, hayatlarının son anlarını geçirsinler diye Datça’ya bırakılırmış. Fakat dönüşlerinde bu mucizevi bölgeye, hayatları son bulsun diye bıraktıkları insanları sağlıklı ve dinç bulmuşlar.
Peki bu mucize nasıl oluyor ? İşin sırrı Datça’nın muhteşem doğasında saklı. Tertemiz bir hava. Öyle ki Dünyanın en yüksek oksijen oranın olduğu noktalardan biri. Düşük nüfus yoğunluğu, el değmemiş koylar bu mucizeyi sağlamış.
21.yüzyıl, insanları doğal yaşamlarında stres hastalığı ile tanıştırdı. Kuş cıvıltılarıyla uyanmak varken motor ve korna sesleri ile uyandık. Oksijen yerine egzoslardan çıkan karbonmonoksit doldurduk ciğerlerimize. Doğal tarla ürünlerinin tadını, dokusunu, suyunu, kokusunu unuttuk süpermarketlerde. Yorulan bedenler, zihinler arıza vermeye başladı. İşte bu yüzden Datça’ya tatile gidilmeli. Stresten uzak, sakin ve sessiz, insan kalabalığından uzak, özlediğiniz yaşam için gidilmeli Datça’ya. Unuttuğunuz çilek kokusu, domates tadı, el yapımı birbirinden lezzetli ürünler için gidilmeli. Enerjiler fullenmeli, Ruhlar dinlendirilmeli yoksa ne diye yaşıyoruz ki ?
Ferrari’nizi de satmaya gerek yok, öyle pahalı değil Datça.
Her şey on numara ,beş yıldız. TEŞEKKÜRLER:
En yakın zamanda gelecez👍Herşey çok güzel olmuş ,Tüm arkadaşlarin uğraması dileğiyle.